Lino, soygun amaçlı arabalar yapmakta usta, yetenekli bir araba tamircisidir. Ancak ters giden bir soygun nedeniyle tutuklanır. Özel bir narkotik polisi komiseri tarafından keşfedilen Linoya hapse düşmemesi için bir anlaşma teklif edilir. Dokuz ay sonra Lino, tartışmasız biçimde kendini göstermiştir. Ama haksız yere cinayetle suçlanınca masumiyetini kanıtlamak için tek bir seçeneği kalır: cinayet silahından çıkan ve kayıp bir arabaya saplanıp kalan mermiyi bulmak.

Wladyslaw Szpilman, Polonyalı başarılı bir piyanisttir. İkinci Dünya Savaşında Almanların Polonyayı işgal etmesiyle hayatı kâbusa döner. Musevi olduğu halde şans eseri toplama kamplarına gitmekten kurtulur ve Varşovanın gettolarında yaşamaya başlar. Acı ve sefalet dolu yaşamı, bir gün bir Alman subayının ona yardıma gelmesi ve onu oradan kurtarmasıyla değişir.Roman Polanskiden 2002de Cannesde büyük ödül kazanmış bir başyapıt.

Zengin bir iş adamı ve aristokrat olan Philippe (François Cluzet), yamaç paraşütü yaparken geçirdiği kaza sonrası felç olur ve boynundan aşağısını kullanamaz hale gelir. Driss (Omar Sy) ise hapishaneden henüz yeni çıkmış bir işsizdir. Philippe 7 gün 24 saat boyunca bakımını üstlenmesi için Drissi evine yatılı yardımcı olarak alınca ikisinin de dünyası değişecektir. Normal şartlar altında hiçbir zaman yan yana gelmeyecek bu ikili iyisiyle kötüsüyle hayatın tadını beraber çıkarmaya başlarlar.

Mathilda, New Yorkta yaşayan ailesi dağılmış 12 yaşında küçük bir kızdır. Ailesini sevmeyen Mathilda için en değerli varlığı küçük kardeşidir. Babası uyuşturucu işlerine bulaşınca mafya ailenin tüm bireylerini öldürür. O sırada alışverişte olan Mathilda ise olaydan kılpayı kurtulur ve Leonun kaldığı daireye saklanır. Leon ise çok soğukkanlı bir katildir. Ancak Mathildaya karşı içten bir sevgi besler ve ona kol kanat gerer. Aslında babalık, arkadaşlık gibi kavramlar ona çok yabancıdır.

Parisin en fakir bölgelerinden birinde bir rehberlik öğretmeni, hem özel sorunlarıyla uğraşır hem de kendini dezavantajlı öğrencilerle çalışmaya adar. Parisin banliyölerinden Saint Denisteki bir ortaokulun yeni müdür yardımcısı Samia (Zita Hanrot), öğrencilerin motivasyonlarının düşük ve disiplin sağlamanın zor olduğu konusunda diğer öğretmenler tarafından uyarılır. Ancak o, öğrencileri tanımaya başladıkça, özellikle de son derece zeki ve hırslı olmasına rağmen ona ve ailesine sırt çevirmiş gibi görünen düzen nedeniyle hevesi kırılmış olan Yanisi (Liam Pierron) tanıyınca, olayları farklı şekilde görmeye başlar.

En son 2016’da Ben, Daniel Blake filmini izlediğimiz Loach aynı şehirde, Newcastle’da sözleşmeli çalışanların sıkıntılarından yola çıkıyor ve yine gözyaşlarımızı zorlayacak acı-tatlı bir dramı beyazperdeye aktarıyor. “İşçi sınıfının yönetmeni” olarak birçok başyapıta imza atan Ken Loach, bu kez iki çocuklu bir aileye odaklanıyor. Filmde, telefon app’leri çağında kendi kamyonetini almak isteyen Ricky’nin bu hamlesi, evlere bakıcılığa giden eşi Abby’nin düzenli çalışma hayatını sekteye uğratıyor. Loach’un uzun yıllardır birlikte çalıştığı Paul Laverty’nin senaryosunu yazdığı Üzgünüz, Size Ulaşamadık, Mayıs ayında Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarıştı.

Devletteki görevinden ayrılan Bryan Mills (Liam Neeson) evine yakın bir yerde gerçekleşen bir cinayetin suçsuz yere zanlısı olarak gösterilir. Bu konuda oldukça inatçı bir dedektif de onun peşine düşer. Mills, bütün tecrübesini ve yeteneklerini kullanarak gerçek suçluyu bulmak ve kendi adaletini sağlamak durumunda kalacaktır.

Liam Neeson Taken 2de yine kızı Kimi kaçıran Arnavutlardan kurtarmak için önüne çıkan her engeli aşan yetenekli bir emekli CIA ajanı olan Bryan Mills olarak izleyiciyle buluşuyor.... Kızını kaçıranlardan birinin babası, intikam almak için Bryan ve karısı İstanbulda tatil yaparken onları rehine alır. Bryan Kimin kendilerine yardım etmesini sağlamaya çalışır. Ailesini korumak sistemli bir şekilde bütün düşmanlarını teker teker yok etmek için yine o gelişmiş özel güç taktiklerini kullanır...

Kızının kaçırılışını, cep telefonu bağlantısında hiçbir şey yapamadan dinleyen bir babanın durumundan daha kötü ne olabilir? Kâbus gibi bu durum, eski bir gizli ajan olan Bryan’ın başına gelir. Genç kadınları satan bir çetenin elinden kızını kurtarmak için önünde çok kısa bir zaman vardır. Ancak Bryan’ın önünde çözülmesi gereken ilk sorun, kendisinin Los Angeles’te, kaçırılan kızının ise Paris’te olmasıdır.

Ford v. Ferrari, 1966 yılında düzenlenen Le Mans 24 Saat Yarışı’nın gerçek hikayesini konu alıyor. Henry Ford II ve Lee Iacocca ikilisi, tuhaf ancak kararlı bir grup Amerikalı mühendis ve tasarımcıdan sıfırdan bir otomobil yapmalarını ister. Otomotiv vizyoneri Carroll Shelby (Matt Damon) ve İngiliz şoförü Ken Miles’ın (Christian Bale) başını çektiği ekip, uzun yıllardır pistlere egemen olan Ferrari’yi Fransa’da düzenlenen 1966 Le Mans Dünya Şampiyonası’nda alt etmek için işe koyulur.