Yetim Black, Sarah adında zor koşullara adapte olabilmiş kılık değiştiren bir yetimdir. Bir kadının intiharına tanık olduktan sonra Sarah kurbanın kendine çok benzediğini fark eder. Ölü kadının yerine geçerek birikimlerini kullanınca bütün sorunlarının çözüleceğini zannederken onun yerine şaşırtıcı bir gizemin farkına varır: Ölü kadın ve kendisi birer klondur. Sarah cevaplar aradıkça kendisi gibi birçok insanın olduğu öğrenir. Bu kişiler aile fertlerinden şüphelenmeyen ve tamamen farklı koşullarda yetişen genetik olarak aynı insanlardır. Bu klonları kimin yarattığını bilmezken neden bir suikastçi tarafından bir bir öldürüldüklerini de bulmak zorundadır.

Yalnız bir kadın, huysuz yaratıcısına tıpatıp benzeyen insansı bir hologramla bağ kurduğunda aşkı hiç beklemediği bir yerde bulur.

Babalarının öldürülmesinin ardından anneleriyle birlikte atadan kalma bir eve taşınan üç kardeş, güçleri ve sırları açığa çıkaran sihirli anahtarları keşfeder.

İnsanlığın yokolduğu ve makinelerin hükmedeceği bir gelecek... Bu gerçekliği engelleyebilecek tek kişi henüz 15 yaşında bir çocuk. Sarah Connor ve oğlu John Connor, makinelerin hükmedeceği ve insan ırkının sonunu getirmeyi planladıkları bir gelecekten haberdar olan tek kişiler. Sarah Connor’ın oğlu gelecekte direnişin lideri olarak makinelerin emellerini gerçekleştirmelerinin önündeki tek engel olacak. Başkaları bu gerçeği henüz bilmese de Sarah ve oğlu, öldürülmeleri için gelecekten gönderilen insan görünümlü suikastçi makineler “Terminator”lar ve makinelerin ayaklanmalarını başlatan yapay zeka sistemi Skynet hakkında her şeyi biliyor.

Umutsuz bir rahip, büyük bir şehirde kaybolan küçük kızı bulmak için doğaüstü bir görevde bir iblis avcısı ve onun uyumsuz ekibine katılır.

Baba Fred ve anne Deloris, doğaüstü yaratıkları avlıyor. İkizler Viv ile Geoff ise kendi tuhaf sırlarını saklıyor. Bu aile draması düpedüz sıra dışı bir hâl alıyor.

Sürekli olarak geleneğe meydan okuyan ve geleneğe meydan okuyan güçlü, asi, inatçı, genç bir kadın olan Avatar Korra, tamamen gerçek bir Avatar olma arayışı içinde. Bu hikayede, Avatar kendi içinde dengeyi bulmak için mücadele eder.

Dizi, fantezi ve bilim kurgu romanları ile bilinen İngiliz yazar Richard K. Morganın 2002 yılında yayınlanmış aynı isimli romanından uyarlanmıştır. 25. yüzyılda geçen hikaye, insan zihni dijitalleştirilirse ve ruhlar bir bedenden diğerine transfer edilebilse neler olacağını konu ediniyor.Takeshi Kovacs, yıldızlararası savaşçılardan oluşan seçkin bir time mensup bir askerdir. Ancak takım, filizlenen bir isyan sonrası ağır bir yenilgi alınca hayatta kalmayı başaran tek asker Takeshi olur. Takeshi’nin zihni “buz içerisinde” hapsedilir ve yüzyıllar sonra Laurens Bancroftm adında son derece varlıklı bir adam ortaya çıkana kadar dondurulur. Laurens, Takeshi’ye tekrar hayata dönebilmesi için bir şans sunar. Ancak karşılığında son derece zorlu bir cinayeti çözmesini isteyecektir.

“Star Trek: The Next Generation”ın yedi sezonunda karşılaştığımız ikonik Captain Jean-Luc Picard karakteri, yeniden ekrana gelmeye hazırlanıyor. İkonik karaktere, orijinal dizide olduğu gibi usta aktör Patrick Stewart hayat verecek. Dizi yürütücü yapımcılar Alex Kurtzman, James Duff, Akiva Goldsman ve Michael Chabon'un imzasıyla ekrana taşınıyor.

Yabancı bir gezegene zorunlu iniş yapan Robinsonlar tüm engellere rağmen hayatta kalmak ve gezegenden kaçmak için mücadele eder. Ama çevreleri gizli tehlikelerle doludur.

3 bölümden oluşan bir mini dizi. İngiliz yapımı olan bu dizinin her üç bölümü farklı bir hikayeyi, farklı oyuncularla ve farklı yönetmenlerle anlatıyor. Hikayelerin ortak noktası seçimler ve özgürlükler gibi görünüyor. Ama hikayelerin sadece tek bir teması olduğunu söylemek büyük haksızlık olur. Üç öykünün de yazarı olan Charlie Brooker; seyirciyi emniyetsiz bir dünyaya başarıyla sürüklerken, farklı gerçekliklerin ve şimdiye kadar hiç düşünmediğimiz açmazların olduğu bir dünya yaratıyor. Gerçeklerden çok da uzakta olmayan bir gerçeküstü dünya bu. İnsanları özgür kılan özelliğin, seçim yapabilme becerisi olduğunu sıklıkla söyleriz. 3 hikayedeki seçimler ve özgürlükler gerçekten de sınırları zorlayacak cinsten. Her bölümün sonunda zihinlerde kalan çaresizlik hissi, hemen uzaklaşmak isteyeceğimiz türden. Bazı filmler ve kitaplar vardır; onlarla ilişkinizi bitirdiğiniz andan itibaren unutmak istersiniz ve unutursunuz da... Sistem kendisini bu şekilde korur.Yapım bunun tipik bir örneği.

Finn bebekken bir ormana bırakılmıştır ve bir yaprağın üzerine dışkısını yapar ve yaprağa yapışır ona kimse yardım etmez. Fakat bir köpek ailesi onu bulur ve onlar tarafından yetiştirilir, şimdi 12 yaşında bir kahramandır.En yakın arkadaşı ve kardeşi ise aynı ailenin büyüttüğü 28 yaşındaki Jake adlı köpektir. Jakenin esneme gücü vardır. Finn ve Jake büyük mantar savaşından sonra sihirli yaratıklar ve tuhaf insanların oluştuğu bir dünyada bulunan ve tam olarak kendilerine ait olmayan bir ağaç evde yaşarlar. Bu, genellikle canavarlar ile dövüşmek, Buz Kralının kaçırdığı prensesleri kurtarmak veya başka bir felaket ya da olayı çözmektir. Bazen, Prenses Ciklet veya Marceline de onlara katılır.